Çocuk Dergisi 12(2):53-59, 2012
doi:10.5222/j.child.2012.053
Derleme
Çocukluk Çağında Nötropeniye Yaklaşım
|
Ömer DEVECİOĞLU *, Sevinç GÜMÜŞ **
|
|
ÖZET |
Nötropeni, çocukluk çağlarında çok önemli hematolojik sorunlardan biridir. Konjenital ve edinsel nedenlerle meydana gelebilir. Nötrofil sayısının çok düştüğü durumlarda (<500/mm3), ister konjenital ister edinsel nedenlerle meydana gelmiş olsun, çok ciddi ve hayatı tehdit eden infeksiyonlar ortaya çıkabilir. Bu çalışmada, çocukluk çağlarında görülen konjenital ve edinsel nötropeniler sıklık, etyopatogenez, klinik, labotatuvar ve tedavi yaklaşımları açısından ele alınmaktadır.
Anahtar kelimeler: Nötropeni, ağır konjenital nötropeni, siklik nötropeni
|
|
Çocuk Dergisi 12(2):60-65, 2012
doi:10.5222/j.child.2012.060
Derleme
Bebek Mamalarındaki Katkı Maddeleri
|
Gülbin GÖKÇAY *, Tijen EREN **, Esra DEVECİOĞLU *
|
|
ÖZET |
Piyasadaki mama çeşitleri, bunların üretim aşamaları ve piyasaya verilişleri Codex Alimentarius’a göre standardize edilmiştir. Ancak, içlerinde bulundurabilecekleri katkı maddeleri ve toksinler dikkate alınmalıdır. Anne sütü ile karşılaştırıldıklarında infeksiyon riskinde artış ve ileriki dönemde daha yüksek obesite görülmesi gibi sağlık zararlarından da söz edilmelidir. Özellikle, “anne sütüne yakınlaştırılmış formül” adı altında eklenen maddeler yarardan çok zarar vermemelidir.
Anahtar kelimeler: Anne sütü, mama, formül süt, devam sütü, katkı maddeleri, toksisite |
|
Çocuk Dergisi 12(2):66-71, 2012
doi:10.5222/j.child.2012.066
Araştırma
Okul Öncesi Eğitim Alan Çocukların ve Ailelerinin Bilgisayar Oyunu Oynama Alışkanlıklarının Değerlendirilmesi
|
Duygu AKÇAY *, Hilal ÖZCEBE **
|
|
ÖZET |
Okul Öncesi Eğitim Alan Çocukların ve Ailelerinin Bilgisayar Oyunu Oynama Alışkanlıklarının Değerlendirilmesi
Amaç: Araştırma, okul öncesi eğitim alan çocukların ve ailelerinin bilgisayar oyunu oynama alışkanlıklarını belirlemek amacıyla yapılmıştır.
Gereç ve Yöntemler: Araştırma, 2-16 Mayıs 2011 tarihleri arasında, Ankara il merkezinde bulunan bir kurum kreşinde yapılmıştır. Çalışma grubunu kurum kreşine devam eden çocuklar (n=93) ve aileleri oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama araçları olarak anket formu kullanılmıştır.
Bulgular: Bu çalışmada; çocukların ortalama hafta içi 0.53±0.53 saat ve hafta sonu 1.62±1.56 saat bilgisayar oyunu oynadıkları, bilgisayar oyunu oynama durumları ile anne ve babalarının bilgisayar oyunu oynama durumları, çocukların okul yaş aralığı ve cinsiyetleri arasındaki ilişki anlamlı olarak saptanmıştır (sırasıyla p<0.001, p<0.05). Araştırmada çocukların, ailelerinin % 78.1’inin genellikle ve daima çocuklarının bilgisayar oyunu oynamasını, % 61’inin genellikle ve daima çocuklarının şiddet içeren bilgisayar oyunu oynamasını sınırlandırdıkları tespit edilmiştir. Aileler çocuklarının % 48.8’inin haftada 1-4 kez şiddet içeren bilgisayar oyunu oynadığını bildirmişlerdir.
Sonuç: Bu çalışmada saptanan bilgisayar oyunu oynamaya başlama yaşının okul öncesi döneme kadar inmesi dikkat çekici bir bulgudur. Ayrıca, 4-6 yaş arası çocuklar için bilgisayar oyunu oynama sürelerinin uzun olduğu değerlendirilmektedir. İleri yaş gruplarında bu sürenin artma olasılığı aileler tarafından göz önünde bulundurulmalıdır. Teknolojik gelişmelerin çocukların oyun oynama alışkanlıklarını etkilediği görülmektedir. Bu nedenle ebeveynler, bu dönemde çocuklarının doğru oyun alışkanlıkları edinmesine yardım etmelidir. Anne ve babalara, bilgisayar oyununun seçimi, kullanma süresi, kullanma zamanı gibi konularda bilgilendirme ve danışmanlık verilmelidir.
Anahtar kelimeler: Çocuk, okul öncesi dönem, bilgisayar oyunu |
|
Çocuk Dergisi 12(2):72-77, 2012
doi:10.5222/j.child.2012.072
Araştırma
Demir Eksikliği Anemisi Tedavisinde İki ve Üç Değerlikli Demirin Etkinliği ve Multivitamin Desteğinin Tedaviler Üzerine Etkisi
|
Nurdan DİNLEN *, Atilla ÇAYIR **, Ali FETTAH ***, Tülin Revide ŞAYLI ***
|
|
ÖZET |
Amaç: Demir eksikliği; aneminin yanı sıra immün bozukluklar, davranış ve entelektüel performans bozukluklarına da yol açarak önemli bir morbidite nedeni olmaktadır. Ülkemizde bir yaş altındaki tüm bebeklere 400 IU/gün D vitamini desteği verilmekte ve bazen bu destek multivitamin olarak yapılmaktadır. Bu dönemde demir eksikliği anemisi (DEA) de sık görülmekte olup, demir tedavisine de başvurulmaktadır. Bu çalışmada DEA olan çocuklarda ferrözsülfat (Fe+2) ve ferrikpolimaltoz (Fe+3) tedavi etkinliklerinin karşılaştırılması ve eşzamanlı verilen multivitamin tedavisinin bu tedaviler üzerine olan etkisi araştırıldı.
Gereç ve Yöntemler: Çalışmamızda DEA tanısı alan 200 hasta dört gruba ayrıldı. I. gruba Fe+2 (ferrözsülfat), II. gruba Fe+2 ile eşzamanlı multivitamin, III. gruba Fe+3 (ferrikpolimaltoz) ve IV. gruba Fe+3 ile eşzamanlı multivitamin verildi. Demir tedavisi tüm gruplarda 3 mg/kg/gün üç ay süre ile tek doz olarak uygulandı. Multivitamin tedavisi ise demir tedavisi ile eşzamanlı verildi. Tedavi öncesi, tedavinin 1. ayı ve tedavi sonrası tam kan değerleri ve ferritin düzeylerindeki değişiklikler incelendi.
Bulgular: Tedavi sonunda Grup I ve II’de Hb ve Htc artışının Grup III’e göre daha fazla olduğu görüldü (p<0,01). Grup IV’te, Grup III’e göre Hb ve Htc düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı artış saptandı (p<0,017 ve p=0,003). Grup II’deki anemi düzelme oranı grup I’e göre istatistiksel olarak yüksek bulundu (p=0.014). Grup IV’teki anemi düzelme oranında grup III’e göre daha fazla olduğu görüldü (p<0,01). Grup II’de, Grup I’e göre ferritin düzeyindeki artış istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0.019). Grup IV’te de Grup III’e göre ferritin düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı artış tespit edildi (p=0,003).
Sonuç: Sonuç olarak, DEA tedavisinde Fe+2’nin ilk seçenek olarak kullanılmasının daha uygun olacağı kanısına varıldı. DEA olan çocuklarda D vitamini desteği multivitamin olarak yapıldığında ve demir tedavisi ile eşzamanlı verildiğinde Fe+3 tedavisinin de etkin olduğu sonucuna ulaşıldı.
Anahtar kelimeler: Demir eksikliği, demir eksikliği anemisi, multivitamin, ferrözsülfat, ferrikpolimaltoz |
|
Çocuk Dergisi 12(2):78-82, 2012
doi:10.5222/j.child.2012.078
Araştırma
Çocukluk Çağı Karın Ağrıları: Prospektif Bir Çalışma
|
Yasemin ÇAYIR *, Aylin BAYDAR ARTANTAŞ **, Atilla ÇAYIR ***
|
|
ÖZET |
Amaç: Bu çalışmada karın ağrısı yakınmasıyla acil ve genel pediatri polikliniklerine başvuran çocuk hastaların klinik özelliklerinin ve hekimler tarafından nasıl değerlendirildiğinin incelenmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntemler: Sağlık Bakanlığı Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil ve Genel Pediatri polikliniklerine Ocak-Şubat 2009 tarihlerinde karın ağrısı yakınmasıyla başvuran çocuk hastaların demografik ve klinik özellikleri, hastalardan istenen tetkikler ve değerlendiren hekimlerlerin koyduğu teşhisler açısından standart bir form üzerinden kayıtlar tutularak prospektif olarak değerlendirildi.
Bulgular: Çalışmaya alınan toplam 168 çocuk hastanın yaşları 1 ile 15 yıl arasında değişiyordu. Hastaların % 59.5’u kız iken, % 40.5’u erkekti. Karın ağrısı ile gelen hastaların % 64.88’i acil pediatri polikliniklerine, % 35.11’i ise genel pediatri polikliniklerine başvurmuştu. Değer-lendirmeye alınan hastalarda karın ağrısına eşlik eden yakınmalar arasında en sık kusmaya rastlandı. Acil pediatri polikliniklerinde hastalar en sık üst solunum yolu infeksiyonu (% 49.1) tanısı alırken; genel pediatri polikliniklerinde ise fonksiyonel karın ağrısı (% 41.2) tanısı almaktaydı. Bütün polikliniklerde en sık (% 38) üst solum yolu infeksiyonunun teşhis edildiği görüldü.
Sonuç: Çocukluk çağı karın ağrılarında üst solunum yolu infeksiyonuna sık rastlanmaktadır. Hekimler, çocuklardaki karın ağrılarını değerlendirirken daha dikkatli öykü ve ayrıntılı fizik muayene ile tanıya gitmeli ve gereksiz tetkiklerden kaçınmalıdır.
Anahtar kelimeler: Çocukluk çağı, karın ağrısı, üst solunum yolu infeksiyonu |
|
Çocuk Dergisi 12(2):83-85, 2012
doi:10.5222/j.child.2012.083
Vaka Sunumu
Opsomiyoklonus ve Ataksi: Nöroblastomun Kalıcı Olabilen Nörolojik Sorunu
|
Erkin RAHİMOV *, Barış EKİCİ *, Mine ÇALIŞKAN *
|
|
ÖZET |
Sütçocuğu döneminde akut ataksi çoğu kez viral infeksiyonlar, ilaç intoksikasyonları ve intrakraniyal tümörlere bağlı olarak gelişir. Akut serebellar ataksi ve opsomiyoklonus birlikteliği nöroblastomun ilk belirtisi olabilir. On dokuz aylık erkek hasta, 10 gün önce başlayan yürürken düşme, dengesizlik ve ellerde titreme yakınmaları ile getirildi. Hastanın nöron spesifik enolaz değeri 48 ng/ml (normal değeri < 16 ng/ml) idi. Spinal manyetik rezonans görüntülemesinde torakal 7-9 vertebralar seviyesinde, T2 kesitlerde hiperintens kontrast tutulumu gösteren oval kitle saptandı. İzleminde hastada opsomiyoklonus gelişti. Histopatolojik inceleme nöroblastom ile uyumlu bulundu. Tümör evre 1 olarak değerlendirilip kemoterapiye gerek duyulmadı. Ameliyat sonrası hastanın tremor, ataksi ve opsomiyoklonusu devam etmesi üzerine steroid tedavisi başlandı. Bu tedaviyle opsomiyoklonusu kayboldu, fakat ataksisi devam etti. Nöroblastomda opsomiyoklonus her ne kadar iyi prognostik kriterler arasında yer alsa da tedavi sonrası kalıcı nörolojik sorunlara yol açabilmektedir.
Anahtar kelimeler: Nöroblastoma, ataksi, Opsoklonus-Miyoklonus sendromu |
|
Çocuk Dergisi 12(2):86-89, 2012
doi:10.5222/j.child.2012.086
Vaka Sunumu
Ender Yerleşimli Tüberküloz Osteomyeliti ve Kranial Tutulumu Olan Millier Tüberküloz Vakası
|
Olcay Yasa *, Müferet Ergüven *, Selcan Demir *
|
|
ÖZET |
Tüberküloz gelişmekte olan ülkelerin önemli bir sağlık sorunudur. Tüberküloz tanısı çocuklarda oldukça güçtür. Tanıda altın standart olan kültürle doğrulama oranı düşüktür. Genellikle klinik, radyolojik ve histopatolojik olarak tanısı konur. Sol ayak sırtında şişlik ve ağrı yakınmaları ile başvurduğu dış merkezde lezyon yerinden yapılan biyopsi sonucunun, nekrotizan granülomatöz inflamasyon ile uyumlu gelmesi üzerine kliniğimize yönlendirilen 16 yaşında erkek hasta granülomatöz hastalıklar açısından tetkik edilerek kemik eklem tüberkülozu tanısı almıştır. Hastada kemik eklem tüberkülozuna MSS tutulumu ve millier tüberküloz da eşlik etmekte idi. Bu vaka ile eklem ve yumuşak dokuda oluşan uzun süreli ağrı ve şişliklerin etiyolojisinde ülkemiz için tüberkülozun da düşünülmesinin önemini vurgulamak istedik.
Anahtar kelimeler: Tüberküloz, osteomyelit, tüberkülom
|
|
Çocuk Dergisi 12(2):90-94, 2012
doi:10.5222/j.child.2012.090
Vaka Sunumu
Wolf Parkinson White Sendromuna Sekonder Gelişen Bir Non İmmün Hidrops Vakası
|
Nuran Uzunalıç *, Ayşegül Zenciroğlu *, Dilek Dilli *, Nurullah Okumuş *, Utku Arman ÖRÜN **,
Banu Aydın *
|
|
ÖZET |
Hidrops fetalis, en az iki fetal boşlukta sıvı toplanması veya ödem ile karakterize nonspesifik bir klinik tablodur. Geçmişte hidropsun en sık nedeni Rh alloimmünizasyona bağlı eritroblastozis fetalis iken, günümüzde hidrops vakalarının çoğunu non-immün hidrops oluşturmaktadır. Non-immün hidrops fetalis insidansı 1:830-1:4600/ canlı doğum arasındadır. Non-immün hidropsa sıklıkla kromozomal bozukluklar, kardiyak malformasyonlar, aritmiler, TORCH grubu infeksiyonlar ve talasemiler eşlik eder. Tıp alanındaki gelişmelere rağmen, non-immün hidrops fetalisin mortalitesi halen yüksektir. Bu makalede hidrops ve fetal distres nedeniyle 28. gebelik haftasında sezaryen ile doğan, hipoalbüminemi ve masif proteinüri nedeniyle nefrotik sendrom ön tanısı düşünülen, ancak izlemde Wolf Parkinson White Sendromu tanısı alan bir non-immün hidrops vakası literatür bilgileri ışığında sunuldu.
Anahtar kelimeler: Non-immün, hidrops fetalis, Wolf Parkinson White sendromu
|
|
Çocuk Dergisi 12(2):95-97, 2012
doi:10.5222/j.child.2012.095
Vaka Sunumu
Meme Masajı ve Neonatal Mastit: Bir Vaka Sunumu
|
Belma Saygılı Karagöl *, Nilgün Karadağ *, Arzu Dursun *, Nurullah Okumuş *, Ayşegül Zenciroğlu *
|
|
ÖZET |
Fizyolojik meme hipertrofisi olan yenidoğan bebeklere uygulanan meme masajı girişimleri yenidoğanın cilt bütünlüğünü bozarak mikroorganizmaların yayılımını kolaylaştırmakta ve neonatal mastit klinik tablosunu ortaya çıkartmaktadır. Bu makalede meme masajı sonrası neonatal mastit gelişen bir yenidoğan vakası sunularak, erken dönemde tanı ve tedavisi gerçekleşmediği takdirde bakteriyemi ile ciddi komplikasyonlara yol açan ve mortalite riski taşıyan, ileri yaşlarda ise meme dokusu atrofisine ve kozmetik sorunlara yol açabilen neonatal mastite dikkat çekilmek istenmiştir.
Anahtar kelimeler: Meme masajı, neonatal mastit, stafilokokkus aureus, abse infeksiyonu, yenidoğan
|
|